Hatari sorularımızı cevapladı

Alışılmışın dışındaki müzik ve giyim tarzları ile bu yılın en çok ilgi çeken grubu Hatari ile tanışmaya hazır olun! « Hatrið Mun Sigra » adlı şarkıları ile İzlanda’yı temsil eden tekno BDSM grubu ile bir röportaj gerçekleştirdik!

– Bize biraz grubunuzdan bahseder misiniz? Müzik tarzınız alışılmışın dışında. İnsanlardan ne gibi tepkiler alıyorsunuz?

Hatari, gündelik hayattaki acımasız, açılmamış aldatmacadan kurtulmayı amaçlayan politik bir multimedya projesidir. Bir şeyleri değiştiremeyiz. Ancak neoliberal toplumun anomisini, yarışta boşa harcanan her anın anlamsızlığını ve insanın şimdi kendisini daha da keskin bir şekilde sattığı düşük fiyatı ortaya çıkarabiliriz. Kendi iktidarsızlığımızda ve toplu uyurgezerliğimize rutin olarak çığlık atıp izleyicilerimizi birleştirmek, omuz omuza getirmek ve dans etmek için ikna edebiliriz. Dans et, ya da basitçe öl. Hatari, herkes aynı sisteme gömüldüğünde ortaya çıkan çelişkileri açığa çıkaran ve buna karşı mücadele etmeye çalışırken, umut ve umutsuzluk, güç ve baskı, imaj, bireycilik, despotizm üzerine düşünülmüş bir yansımayı temsil eder. Biz Hatari’yiz. Hepimiz Hatari’yiz.

– Grubunuz, Söngvakeppnin ulusal finaline katılmadan önce dağılmıştı. Eurovision’a katılmaya nasıl karar verdiniz?

Geçtiğimiz Aralık ayında distribütörlerimiz olan Svikamylla ehf. yönetim kurulu, bize tatilden birkaç gün önce bir istifa mektubu verdi. Sundukları sebep, bize verdikleri süre içinde kapitalizmi parçalayamamamızdı. Bununla birlikte, dağılmamızı açıkladıktan sonra gelen bize halktan bir şans daha verilmesi talebiyle birlikte bu kararımız suya düştü. Svikamylla ehf. Eurovision Şarkı Yarışması’nda, gündemlerini daha da ilerletmek, dünyanın mevcut sosyal yapısını yıkmak ve kaliteli markalı ürünler satmak için harika bir pazarlama fırsatı buldu.

– İsrail’e ilişkin ifadeleriniz çok eleştiriliyor. Bu durum sizi rahatsız ediyor mu?

Hatari yapıcı eleştiriyi benimser.

– Sahne şovunuzda protestolar ve skandal şeyler yapacağınıza dair ipucu verdiniz. Diskalifiye olmak gibi bir risk alabilir misiniz?

Öyle görünüyor. Sadece her şeyin plan dahilinde ilerlediğini doğrulayabiliriz.

– Bu yıl favori ülkelerden birisiniz, bahislere göre ilk 10’dasınız. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

İzlanda ulusal finalindeki ezici zaferimizin ve ardından Avrupa genelinde artan popülaritemiz, rekabetin içeriği hakkında eleştirel bir tartışma sürdürme gündemimizle insanlarla aynı fikirde olduğunu söylüyor. Eurovision politik bir meseledir.

– Eurovision’u kazanırsanız, gelecekte planlarınız veya başka hedefleriniz var mı?

Sermaye elde etmek için bazı tişörtleri, enerji içecekleri ve diğer markalı ürünler satmak. Kapitalizmi sona erdirmek, çok ciddiye aldığımız pahalı bir mesele ve sponsorumuz SodaDream’e destekleri için teşekkür ederiz. Hayal kurmaya cesaret et.

– Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz, Eurovision tarihimizde sevdiğiniz bir şarkı var mı?

Çetin Alp ve The Short Waves (Kısa Dalgalar), The Short Waves’i unutmayalım. O, İzlanda’da her zaman bir tarz gurusu olmuştur. Bir nesil boyunca genç anarşistlerin sesiydi ve hala büyük ölçüde böyle. (Opera, opera, opera, opera, opera) Lay lay lalay lay, lay lalay… (Opera, opera, opera, opera) Carmen, Aida! İşte kelimeler böyle, ve bugün bile hala çok doğrular. O bir öncüydü.

– Şarkınız Türkiye’de çok seviliyor. Son olarak, buradaki hayranlarınıza ve takipçilerimize bir mesajınız var mı?

Teşekkür ederim! (Türkçe söylüyor) Nefret hüküm sürmeden önce sevmeyi unutmayın.

Photo by: RUV