CANLI BLOG | 4 Mayıs: İlk prova ayrıntıları

Herkese iyi pazarlar! Bugün birinci yarı finalin ikinci yarısında yer alan ülkeler ilk provasını gerçekleştirecek. İlk prova saat 11.30’da (TSİ) Norveç ile başlayıp saat 17.40’ta (TSİ) Kıbrıs ile sona erecek.
Gün boyunca provalar ile ilgili anlık bilgileri buradan takip edebilirsiniz. Ilk provalarda her ülkeye sahnede 30 dakikalık bir prova süresi veriliyor ve bu süre performansların birden fazla kez tekrarlanmasına olanak tanıyor.
Önceki yıllardan farklı olarak, bu yıl ilk provalardan video paylaşılmayacak. Bunun yerine, her performansa ait yalnızca üç fotoğraf ertesi gün paylaşılacak. İkinci provalarda ise, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi performanslardan görüntüler Eurovision’un resmi YouTube kanalında yayınlanacak. Ayrıca fotoğraflar da paylaşılacak.
Bizi diğer sosyal medya hesaplarımızdan takip etmeyi unutmayın! Instagram’da yarından itibaren her gün saat 20.30’da canlı yayınlarla provaları değerlendiriyoruz ve paylaşımlarımıza devam ediyoruz. Twitter (x) sayfamızdan anlık güncellemeler yapıyoruz. Telegram kanalımıza da mutlaka uğrayın, sohbet bölümümüz de aktif! Ayrıca WhatsApp üzerinden de paylaşımlarımız olacak.
Norveç
Bu sahnelemenin birçok unsuru Melodi Grand Prix’den taşınmış; iki taş sütun ve basamaklardan oluşan dekor da buna dahil. Ancak Kyle’ın artık çok daha büyük bir LED arka planı var ve burada kıyamet sonrası temalı dağ grafiklerine yer verilmiş. Ayrıca kullanabileceği çok daha büyük bir sahneye sahip. Kyle bu avantajı sonuna kadar kullanıyor ve oldukça profesyonel bir dans kareografisine imza atıyor.
Bu performansı ötesine taşıyan şey ise ışıklandırma, sahne tavanında hareketli bir ışık düzeneği var ve breakdance sonrası gelen sakin bölümnde aşağı iniyor. Kyle’ın sahnenin ortasında yüzlerce spot ışığı altında yakalandığı bu an gerçekten etkileyici.
Kyle’ın kostümünde küçük bir değişiklik yapılmış. Ayrıca bu kez sahnede üç dansçıyla yer alıyor. Dansçılardan biri, şarkının finalinde etkileyici bir break dance performansı sergiliyor. Sahne performansı boyunca bol miktarda alev efektiyle karşılaşacağız.
Belçika
Red Sebastian, Eurosong sahnesinde kırmızı ve siyahın nabız gibi atan ışıkları arasında performans sergilemişti; bu atmosfer Basel’e de taşınmış durumda. Ancak bu kez yalnızca ışıklarla sınırlı değil artık LED duvarın tamamını ve sahnenin önündeki çerçeveyi de kapsıyor. Işıklar ve grafiklerdeki kusursuz koreografi gerçekten etkileyici. Final bölümünde Lego ışıkları aşağı iniyor ve her şey patladığında, arena sanki tüm dünya izliyormuş gibi dans ediyor.
Eurosong’daki hareketli platform bu kez kullanılmamış ve üç dansçı eşlik ediyor. Kostümü klipte giydiği üçgen omuzlu kırmızı takıma oldukça benziyor, dansçılar ise siyah detaylı uyumlu kıyafetler içinde. Zemine dayalı bu performansta Red Sebastian’ın LED zemindeki yansımasıyla etkileşime girdiği sahne gibi, hassas koreografiler sergilemesine olanak tanıyor.
Azerbaycan
Şarkının nakarat sonrası bölümünde Mamagama’nın solisti Asef saz çalıyor. Performans, sahnenin ortasında, zemine yerleştirilmiş aydınlatılmış bir hale içinde gerçekleşiyor ve bu hale, tavandan sarkıtılmış daha küçük bir halkayla yansıtılıyor. LED duvar ise Mamagama’nın üç dansçısının hareketlerini yansıtan animasyonlu gölge dansçılarla dolu, bu da oldukça havalı bir kalabalık efekti yaratıyor.
Kostümler açısından, grup üyeleri kırmızı detaylı çok şık siyah deri takımlar giymiş. Ancak Asef ve Hasan farklı tarzlarda ceketler giyiyor, Arif’in üstü ise kolsuz muhtemelen davul çalmasını kolaylaştırmak için. Ayrıca siyah ve kırmızı simli tayt giymiş üç dansçıları var. Performansın sonunda alev efektleri yer alıyor.
San Marino
Una Voce Per San Marino’da gördüğümüz gibi, odak genellikle Gabry’nin kendisinde; gümüş bir ceket giymiş ve arka planda LED duvarda titreşen ışıklar ve grafitiler bulunuyor. Gabry’nin sahne ekipmanları büyük ve sanki daha fazla titreşen ışığı yansıtan ayna panellerinden yapılmış gibi görünüyor. Ancak Una Voce Per San Marino’da gördüğümüz dansçılar yerini, akordeon ve tef çalan iki enstrümancıya bırakmış.
Bu, Eurovision için oldukça ilginç ve alışılmadık bir sahneleme konsepti. Maskeli vokalistlerin ana odak olmadığı bir performans olması dikkat çekici. Her durumda, bu şarkı tam anlamıyla coşkulu bir futbol tezahüratına benziyor ve gelecek hafta kalabalığın bu enerjiden etkilenmesi kolayca hayal edilebilir. Performans, alev efektleri, dumanlar ve havai fişeklerle sona eriyor.
Arnavutluk
Performansta Lego ışıklar aşağıya indirilmiş; sahnenin arkasındaki ışıklar en alçakta, ön tarafa doğru ise kademeli olarak yükseliyor. Bu düzenleme, Shkodra Elektronike için daha samimi bir alan yaratıyor adeta aydınlatılmış bir merdivenin altındalarmış gibi. Anlatması zor ama gerçekten etkileyici bir atmosfer oluşturuyor.
Festival i Këngës’teki sahnelemeden ise çok az şey bu sahneye taşınmış; karşımızda neredeyse tamamen yenilenmiş bir performans var. LED zemin ve çerçevede kırmızı-siyah renk paletiyle geometrik şekiller dikkat çekiyor. Animasyonlar performansa yön verirken, sahnedeki ana alanla güçlü bir tezat oluşturuyor. Bu ana alan, siyah-beyaz ışık kutularından oluşan bir yapıdan meydana geliyor, Kolë Laca bu kutuların ortasında davuluyla yer alıyor. Beatriçe ise kendine özgü dansı ve kol koreografisiyle sahneyi çok daha geniş kullanıyor. Final nakaratında yürüyüş yoluna çıkarak gösteriyi etkileyici bir şekilde sonlandırıyor.
Kostüm olarak, Beatriçe hala kırmızı giyiyor ama Festival i Këngës’teki elbiseden farklı bir model. Kırmızı krep saten bir elbise giymiş; üst kısmı ışıltılı ve bol dökümlü detaylara sahip. Bu arada elbiseyi annesi dikmiş. Sağ elinde kırmızı bir eldiven var ama sol elinde yok. Genel görünüm son derece şık, bu Kolë için de geçerli. O da çift düğmeli, askeri tarzda bir ceket giyiyor, “pea coat” tarzında. Her nakarat sırasında alev efektleri de kullanılıyor.
Hollanda
Claude, vokal yeteneğinin yanı sıra kamerayla doğal bir bağlantıya sahip; bu da performansı güçlü bir görsel hikaye anlatımına dönüştürüyor. Performans boyunca iki dansçı onun etrafında ve kadrajda dans ederek, sanki partisine uğrayıp geçiyorlarmış gibi bir hava yaratıyor. Baştan sona saf bir neşeyle dolu bir performans sergiliyor.
Bu şimdiye kadar gördüğümüz ilk performanslardan biri ki LED duvar çok fazla kullanılmıyor. Ve artık nedenini biliyoruz: Final nakaratında, duvarı, zemini ve tüm kadrajı kaplayan pembe ve mavi çiçeklerden oluşan bir patlama yaşanıyor.
Hırvatistan
Dora’da gördüğünüz her şeyi unutun, bu şimdi tam anlamıyla bir Shakespeare draması. Lego ışıklar tam kapasite çalışıyor, birbirini keserek daha samimi bir sahne alanı yaratıyor; kırmızı ve yeşil fırtına bulutları ve alevlerle desteklenen dramatik bir aydınlatma sağlıyor.
Kostüm açısından, Marko’nun sivri omuzlu siyah kıyafeti tamamen farklı bir şeyle değiştirilmiş omuzları kürklü, tam boy bir pelerin; adeta kötü kalpli Tudor prensi havası veriyor. Sahnenin ortasında gri bir kazan var; Marko ve dört dansçısı ilk nakarat boyunca bu kazana büyülerini yapıyorlar. Dansçıların hepsi fırfırlar ve kurdelelerle süslenmiş mavi-beyaz uyumlu kıyafetler giyiyor. Şarkının ikinci yarısında çerçeveli sahneye geçiyorlar finalde Marko pelerinini çıkarıyor ve altından aynı mavi-beyaz bir gömlek çıkıyor.
Performansın tamamı daha karanlık, daha etkileyici ve adeta büyüleyici bir atmosfer taşıyor. Açılıştaki cadımsı havayı güçlendiren yoğun yer dumanı kullanılıyor, son iki nakaratta ise ön sahnede alevler devreye giriyor. Finalde ise dumanlar LED ekrandaki duman efektleriyle uyumlu hale geliyor ve lego ışıklar tam anlamıyla tekno moduna geçiyor.
Kıbrıs Rum Kesimi
Sahneye iki iskele kulesi yerleştiriliyor ve performans Theo Evan ile iki dansçının, şarkı sözlerinde geçen gizemli bir figürün hemen tanınabilecek bir silüetin şeklini oluşturmasıyla başlıyor.
Performans ilerledikçe kuleler farklı formasyonlar oluşturacak şekilde hareket ediyor. Theo ve dört dansçısı bu kuleleri koreografiye kusursuz şekilde entegre ediyor. Etkileyici görseller ve dinamik ışıklandırma her harekete derinlik ve yoğunluk katarak sahnelemeyi zenginleştiriyor.
Bu üç dakikalık performans; iskele kuleleriyle ve oldukça atletik dansçılarla yapılan, son derece akıcı ve enerjik bir şov. Aydınlatma, başta siyah-beyazdan başlayarak, ortada siyah-kırmızıya geçiyor, ardından tekrar siyah-beyaza dönüyor. Final kısmından hemen önce, her şey bir anda duruyor ve Theo sadece nefes alıyor. Bu anda kullanılan akıllıca bir kamera efekti, onun adeta havaya karışıyormuş gibi görünmesini sağlıyor.
Kostümler siyah pantolon ve siyah atletlerden oluşuyor. Yukarıda bahsedilen « tanınabilir figür » konusuna gelirsek üzgünüz ama ne olduğunu söylememiz yasak, çünkü bu oldukça zekice tasarlanmış bir sahnelemenin büyük bir sürprizi olurdu.